O kadar doluyum ki..
Aile gerçekten çok önemli bir şey ve maalesef insan doğacağı ve büyüyeceği aileyi seçemiyor. Konuya nereden başlayacağımı bilmiyorum ama bir yerden başlamam gerekiyor. Ben 25 yaşında, 4 yıllık evli ve bir çocuk annesiyim. Babam ben 2 yaşındayken yurtdışına gitmişti ve 13 yaşındayken benim zorumla temelli dönüş yaptı. Geldiğinde bana ne kadar özlemi varsa, bir o kadarda öfkesi vardı. Dönüşünden hep beni suçladı, asla bir baba kız ilişkimiz olmadı. Hep kendim çalıştım, çabaladım. Çok berbat bir aile binasında büyüdüm. Alkolik amcamın dayakları ve küfürleri, ruh hastası halamın hakaretleri.. Bahçemizde dut ağacamız vardı, bütün mahallenin çocukları dut yerken amcam bana izin vermezdi. Sen p*çsin, baban yok başında derdi. Arkadaşlarımla oyun oynarken, oyuncaklarımı elimden alıp iki tanede tokat sallardı. Kapımızın önünde oyun oynamaya bile hakkımız yoktu. Evin kapılarını kaç kere kırıp, tehditler yağdırdığını sayamıyorum. Bunları yaşamamızın tek sorumlusu babam! Bu yaşananların sonucunda ne mi oldu? Berbat bir ergenlik dönemim oldu. Okuldan kaçan, mutluluğu çevresinden arayan, daha küçücük yaşta sigaraya başlayan, kavgalardan eksik olmayan berbat bir insan oldum. Babamla aynı sofrada bile oturamadım, nefretle bakardı! Okumadım, girdim bir işe çalıştım. Eve gelince aynı odada bile oturmadım, ailemden hep kopuktum. Ya dışarıda yada odamdaydım. Ne annemle, ne babamla, nede abimle asla anlaşamadım. Hoş zaten onlar birbirleriylede anlaşamıyorlardı. Sonra eşim çıktı karşıma, sevdim. Yıllarca konuştuk, ailesi doğuluyum diye istemedi. Zorlu bir ayrılık dönemimiz oldu, aylarca psikolojik tedavi gördüm. İlk defa babam yanımda oldu, benimle birlikte ağladı. Dertleşti, uzun uzun konuştu. Eşimin memleketine gitmiştim kafam yerinde değildi, peşimden geldi. Ben bir süre sonra düzeldim, sonra ne mi oldu? Babam aynı eski haline döndü, suratıma tuhaf tuhaf bakan. En ufak fırsatta laf sokan, ilk defa yanımda oluşunu defalarca kez yüzüme vuran haline döndü. Ben ne oldum? Yine soluğu eşimin yanında aldım. Evlenmeye karar verdik, evimizi dizdik. Gidip nikahı kıydık ve biz evlendik dedik. Çünkü aileler bilse asla izin vermezlerdi. Engel olurlardı, buna mecburduk. Babam çok kızmadı, alttan aldı. Düğün, evin eksikleri yardımcı oldu. Eşimin ailesi düğüne gelmedi. Sadece ablaları ve bir kaç akrabası geldi. Evlendikten sonra eşimin işsizlik dönemi oldu, her şeye sabır gösterdik. Hamile kaldım, düşük yaptım. Her şey üst üste geldi. Bu sefer eşim bir anda değişti. El kaldırmalar, yine ailemle yüz göz olmalar. Babamlar maddi açıdan destek oldu. Mutfak ihtiyaçları ve arada verdikleri harçlık vs. Aslında ben bunu destekten ziyade yapmaları gerekeni yaptılar diye düşünüyorum. Çünkü ben bekarken onlardan hiç bir şey görmedim. Öyle lafın gelişi değil, cidden bir şey görmedim. Babamın cebinden 1 lira alsam kim aldı derdi. Annemden harçlık aldığımı asla hatırlamam. Bir baba kızına bayramda dahi 50₺ olsun vermez mi? Hiç almazdım, onlarda vermezdi zaten.. Dünyalar güzeli bir kızımız oldu, 17 aylık birtanemiz. Şu an çok şükür eşimin maaşı falan iyi, kimseye muhtaç değiliz ama eksiklerimiz var. Bunun içinde çalışmam şart, mesela çamaşır makinesine ihtiyacım var. İşe girmiştim çalışıyordum, mesaileri çoktu ama benim için daha iyiydi 1-2 ay çalışıp çıkacaktım. İşe gireli 3 hafta oldu ama her gün bir şikayet, biz bakamıyoruz, ayın dolsun çık. Çok yoruluyoruz vs. Ben zaten farkındaydım, burda kaldığımızdan beri bize tavırları değişti. Babam yine o bekarlık zamanlarımda ki asık suratlı adaya dönmüştü. Hatta eşime bile söyledim, bana bulaşmaya yer arıyor dedim. Bugün yine biz bakamıyoruz dediler, bende çalıştığım yerden birine mesaj attım yarından itibaren gelemiyorum dedim. Bunu duyunca biz sana hemen mi çık dedik, ayın dolsaydı falan dediler. Bende gerek yok, yeter artık habire söyleniyorsunuz dedim. Mesela eşimle şakalaşıyoruz, annem ordan gelip ben ciddi insan severim diyor. İşten geliyorum 11’e kadar mesaiye kalmışım ayakta zor duruyorum, eve giriyorum montumu bile çıkartmadan babam hemen çocukla ilgilen diyor. Bugünde kızım şarj aletini çekince yüzüne çarptı ağladı. Babam son patlamasını yaşadı. Ağzına ne gelirse saydı, seni gebertirimler, siktirgitler, neler neler. Bildiğiniz üzerime yürüdü.. Sen bu zamana kadar kime ne iyilik yaptın ki dedi. Bende dayanamadım, ben sana yıllarca yapamadığın babalığın hesabını soruyor muyum dedim, sırf kalbiniz kırılmasın diye konuşmuyorum kendinizi haklı görüyorsunuz dedim. Bir kaç yıllık babalığın hesabını yapıyorsun dedim, abim ordan çıktı bırakın siktirsin gitsin dedi. Annem ben kaç kişinin hizmetini yapamam diye eşime dert yanınca, bende eşime kızdım. Annemde ordan eşime diyor ki, çıksın gitsin evine. Kendi kulaklarımla bunları duymak berbat bir şey. Kızım o kadar korkup ağladı ki, eşim neye uğradığını şaşırdı. Bebeğim zaten hasta, o an çıkıp gidemedim çünkü bizim ev şu an buz gibidir. Gururumdan çok kızımız sağlığını düşünmek zorundayım. Allah’ın izniyle erkenden gidip doğalgazı açıp, kızımı götürücem. Bir daha acımdan öleceğimi bilsem kızımı kimseye emanet edip işe falan girmem. Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin, insana öz ailesinden bile hayır yok!