Hikayeye göre;İtalyan yazar Lucianno düşünce suçlusuydu.4 metre karelik bir hücreye mahkum oldu,hemde tam 17 sene için ! O kahrolası hücreye yerleşyiği birinci gün,herşey normaldi.Aradan birkaç hafta geçti.Lucianno düşünmeye başladı.Burada 17 sene nasıl geçer…
Aradan aylar geçti.Sanki her geçen gün biraz daha mahkum oluyordu zavallı hücresine.Bir sabah bir karıncanın burnunu ısırmasıyla uyandı Lucianno.Onu büyük bir titizlikle parmağının ucuna alıp ‘acaba ’ dedi. ! ‘Acaba bu karıncayı yetiştirip kendime bir dost yapabilirmiyim? ’ dedi.Kaybedecek birşeyi yoktu ve bu denemeye değerdi.Karıncayı yanı başında duran küçük sehpanın üzerine koydu.Karınca karıncalığını yapıp,kaçmaya çalıştıysa da Luci bırakmadı onu.Etrafını çevirerek karıncanın kaçmasına engel oldu.Onunla konuşmaya ve onu eğiymeye kararlıydı.Başarabilirse yanlızlığı sona erecekti.Karınca ile tam üç sene uğraştı.Karşılıksız olsada konuştu ve dertlerini anlattı ona.Birde isim taktı karıncaya.Tito…
Bir sabah Tito’sunun ona günaydın demesiyle uyandı Lucianno.Bu duyabileceği en muhteşem sesti.Büyük bir heyecanla yatağından dışarıya fırlayıp bağırmaya başladı:Konuştun,Tito sen konuştun.Nihayet konuştun.Günaydın,günaydın,binlerce günaydın dostum…
Artık bir dostu vardı Lucianno’nun ve bunu hiç kimse bilmiyordu.Tito’nun varlığı yazarın en büyük sırrıydı.Kimse duymamalıydı.Gardiyan duymamalı bu rüya bitmemeliydi.Bu büyük dostluk tam 17 sene sürdü.Hiç kimse bilmedi Tito’yu.Lucianno,Tito’ya tüm bildiklerini öğretti.Konuşmayı,okumayı,yazmayı,dans etmeyi,şarkı söylemeyi,fikir üretmeyi…Bildiği her şeyi öğretti.Kah ağladılar,kah güldüler…
Aradan tam 17 yıl geçti ve bir gün asık suratlı soğuk yüzlü gardiyan demir kapıyı araladı.Hazırlan yarın çıkıyorsun,dedi beton sesli gardiyan.Gardiyan gittikten sonra Lucianno ağlayarak karıncaya döndü. ‘Bitti Tito.Bitti büyük dostum.Yarın çıkıyoruz,yarın özgürüz.’ dedi.Tito’da ağladı.Yazar Titoya sordu,'Söyle dostum yarın çıkar çıkmaz ilk ne yapalım ?'Tito:‘Gidelim bir bara ve hayvan gibi içelim’ dediGülüştüler.Sabaha kadar uyumadılar.Hayal kurup bu bu fare kapanından farksız, lavabolu dikdörtgenin ilk defa tadını çıkardılar.Bir anda sanki hücre genişlemiş gibiydi…
Sabahın ilşk ışıklarıyla son kez açıldı demir kapı.Kapıdan çıkarken son kez geri döndü ve ranzasına baktı italyan yazar.Sadece şu iki kelimeydi ağzından dökülen:'Vay be…'Dışarı çıktılar…
Tito Lucianno’nun omuzundaydı.Sabahın körüydü ve mevsim kıştı.Kar lapa lapa yağıyordu.Lucianno bavulunu havaya fırlattı ve ‘özgürlük’ diye bağırdı.Tito da bağırdı.Yağan kar umurlarında değildi.Yürdüler kara inat yürüdüler.Özgürlük sıcaklığına kar mı dayanır kış mı…
Nihayet bir barın önüne geldiler.Tito sordu’Şimdi biz buraya girebilecek miyiz?'Avazı çıktığı kadar ’biz artık özgürüz ’diye bağırdı Lucianno.İçeriye girdiler.İçeride sızmış kalmış üç beş adamla kasanın başında uyuya kalan barmenden başka kimse yoktu.Bir masaya oturdular…
Bir ara Lucianoo’nun gözü masanın yanındaki aynaya ilşti.Hapisten çıktığında yaptığı gibi yeniden mırıldandı ’vay be ‘Saçları bembeyaz olmuştu,yüzü buruş buruştu.Yaşlanmıştı Lucianno.Tebessümüne aradan sızan birkaç damla göz yaşı karıştı. !Barmen bize iki bira getir ’ diyebildi titrek bir sesle.Barmen yerinden fırlayıp biraları getirdi.Bir adamın iki tane bira istemesinin sebebini bilmiyordu.Bilmeside gerekmiyordu,bilmekte istemiyordu zaten.Biraları bıraktı ve kuş tüyü kasasına geri döndü…
Lucianno omuzundaki dostunu bardağın içine attı.İçtiler.Titoda içti.İçtikçe keyiflendiler.Bir ara Tito bardaktan fırlayıp masanın üzerinde dans etmeye başladı.Elini yüzüne koyup masanın üzerine yaslanmış olan Lucianno büyük bir gururla kendi yetiştirdiği dostutnun dansını izledi.Bir an durdu ve ‘ne günlerdi be Tito ’ dedi.Dertleştiler,biraz sonra yine dans etmeye başladı Tito…
Tito dans ediyor.Lucianno korkunç bir keyifle bu muazzam manzarayı izliyordu.Bunu mutlaka birilerine anlatmalıydı.İyi bir şey yapmanın belkide en keyifli yanıydı onu biriyle paylaşmak.Ama Lucianno bu keyifi 17 sene hiç yaşamamıştı…
Özgürlüğünün bu birinci gününde,yıllarca gizli tuttuğu bu büyük ve onur verici sırrı birileriyle paylaşmalıydı.Etrafına baktı,barmenden başka kimse yoktu.'Barmen,barmen !'diye seslendi.Barmen yarı uykulu,Lucianno’nun masasına geldi.Lucianno dans eden Tito’yu işaret ederek ,büyük bir heyecanla ’Barmen şuna bir baksana,şuna bir bak…'dedi.Barmen sessizce parmağını Tito’nun üzerine götürdü.'Çok afedersiniz beyfendi !'diyerek Tito’yu ezdi…

Lucianno için Tito,en büyük dosttu,17 yıllık emekti.Barmen içinse öylesine bir böcekti…

    Cleopatra Son cümle hikâyenin de hayatın da özeti aslında. Bakış açısı..
    Aklıma “Mecnun’a ‘Uğrunda çöllere düştüğün Leyla bu mu?’ demişler. ‘Siz birde benim gözümle görün onu’ demiş” sözünü getirdi. 🥲
    Güzeldi, teşekkürler 🌸

      Cleopatra sonun böyle olmamalıydı tito😭 rip🥲 güzel bir ders dolu hikaye. Yalnız insanlar ne zor dönemlerden geçmiş eskiden. Düşündüğü için ceza almak ne? Şimdikiler öldürse bile hemen beraat ediyorlar. 🤭

        ZRaporu Düşüncelere zincir vurulamaz,insanlar cezalandırdıklarını düşünürler sadece,Ben de Lucianno ya hep üzülmüşümdür yılların emeği bir anda hiç ediliyor.

        zarifhanim İşte eski insanlar gibi yüzen tepsi ,kaplumbağanın sırtında taşınıyor,öküzün boynuzunda geziyor denseydi bişey yoktu,doğruyu söylemiş insanlar doğruları sevmezler😂

          Cleopatra öyle deme o eskilere ben saygı duyuyorum. En azından kendi yaşadıkları yer hakkında düşünme becerisini kullanabilmişler. Şuanki insanlarda böyle bir arayış,sorgulama yok . O zamanın imkanlarıyla ancak o kadar yani

            zarifhanim O zaman Atina’da kendisini,gençlerin ufkunu açmaya adamış olan fakat gençleri yoldan çıkarıyor ,Tanrıyı yok sayıyor gibi suçlamalarla itham edilip,baldıran zehri içirilerek öldürülen sokrates için de üzülelim . (Not: geçtiğimiz yıllarda Atina mahkemesinde beraat ettiği açıklandı)

            Cleopatra Haber okuduktan sonra sövdüm bir ton girip bunu okudum ve direk aklıma o canice katledilen genç kızlar çocuklar geldi çocuklar konusunda aşırı hassasım düşünsenize bizler binbir emekle çocuklarımızı elimizden geldiği kadar güzelce özenle bakıp büyütüyoruz sağlığı psikolojisi geleceği derken okula gönderiyorsun tam hayatın içine karışacak adi şerefsizler çocuğunu gelip canice katlediyolar onlar içinde aynı böyle hikayedeki gibi işte sadece kurban oluyor ve bu ailelerin hayatları kocaman bir boşluk ve hiç oluyor hiç geçmeyecek acı 🤬 kadınlar ve çocuklar için hatta komple ülkemizdeki insanlık için ciddi yaptırımlar gerekiyor ama olmadığı gibi birde hala ceza indirimleri kafayı yedirtiyor insana

            Nietzsche Sözüm atılan görüşlerin saçmalığına değil ,bilginin doğruluğuna gidildikçe sistem seni dışarı itmeye başlar,onu anlatmak istedim ,eskilere saygım sonsuz bugünkü teknolojinin daha izleri yokken eski sümer tabletlerinde gökyüzünün gezenlerin konumu var,asla küçük görmüyorum.