Yasak_elma Ben postunu yeni görüyorum. Bence toplumda oluşmuş bir evlilik algısı var, hani herkes bekarken gezip tozmuş özgürce yaşamıştır ama evlenince çoluk çocuğa karışınca sorumluluğu arttığından sanki durulması gerekiyormuş gibi bir toplum baskısı yada insan içinde psikolojik bir fren var. Önce bunun değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir şeylerin geçmesini düzelmesini beklemekle sadece beklemek ile ömür geçmiyor. Farzedelim ki yıllarca çoluk çocuklu evli olacağız, hep büyümelerini mi bekleyeceğiz. Bunları göze alarak, evliliği çocuklu olmayı kabullenerek hayatımızı daha da güzelleştirebiliriz.
Hani bekar olana evde kalmış derler ya asıl evli ve çocuklu kimseler evde kaldığı zaman dönemsel buhranlara girmiş oluyor. Bence evliyken insanın daha rahat, daha çok gezebilen, yeni insanlar tanıyarak yeni ortamlara girerek kafasını dağıtıp daha çok aktif biri olması gerekiyor.
Belki çocuklarının sakin durmamasından dolayı şuan mümkün olmadığını düşünüyorsundur ama inan biraz kendine ailene vakit ayırıp beraber bir şeyler yapmayı göze aldığın zaman eskiye olan özlemin biraz hafifleyecek. Hayatında eksik hissettiğin bir şeyler düzelecek senin emeğin ve eşini teşviğin ile.
Benim kızım gittiğim her ortamda ağlar, komşularımla okuma günümüz olur mesela onlara gittiğimizde ağladığı için sende oturalım belki kendi evinde huzurludur diyerek bana geldiklerinde de ağlar. Evde sıkılınca ağlar, dışarı çıkarız ağlar. Eşimle yemeğe giderdik sevdiğimiz bir mekan var her gittiğimizde korkup ağlardı ilk defa son gittiğimizde ağlamadı, kendisi de eğlendi. Bu bizim için büyük bir mucize. Ortamlara daha çok girerek alışacağını düşünüyorum. Tabi hala mekan tercihlerimi bir arkadaşımla görüşeceksem çocuk oyun yada aktivite alanı olan yerlerden tercih ediyorum. O oynarken ben bir çay içip iki kelam etsem o günü kâr sayıyorum. Eşimle önceden çok sıkıntı ederdik bu konuları, kızım durmazsa diye ertelediğimiz olurdu. Biraz huysuzlansa hemen eve dönerdik. Şimdi onu idare edebilmeyi öğrendik diyeyim, en azından sakinleşmesini bekleyip devam edebiliyoruz güne kaldığımız yerden. Durursa ânın tadını çıkarmaya çalışıyoruz durmazsa geri dönüyoruz. Fakat o yarım saat bir saat de bize yetmiş oluyor.
Tabi benim de dönemsel buhranlarım oluyor çok ağladığı zamanlar susturamadığım da kendim de çok ağlıyorum. Öyle ağlıyorum ki gözlerim şişiyor başım ağrıyor ertesi güne kadar göz acısı çekiyorum. Çünkü anne saati denilen saate benim de ihtiyacım oluyor 🥲 Çocuklu insanın sorumluluğu da bitmez derdi de. İki çocuğun varmış, birinin hastalığı biter, diğerinin hastalığı başlar, biri kendi işlerini halledebilmeyi öğrenir bu sefer okul süreci başlar. Milli bayramıdır, toplantısıdır, masrafıdır bunlar haricinde sürekli derslerini kanaatini takip etmen gerekir. Büyürler okul kazanırlar giderler uzaktan daha çok aklın kalır. Yani telaşeler hayatımızın her safhasında devam edecek. Bunlara fazla takılırsak yaşamın güzelliğine vakıf olamayız. İnsanın bir noktada kendi zamanını da güzelleştirmesi gerekir. Şimdiki yaşamın ise daha heyecanlı daha güzel olursa mazide yaşadığın şeyleri üzülerek hatırlamak yerine sadece gülümseyerek yad edersin eksikliğini hissetmezsin. 🌿