İlk bölümü cuma günü yayınlayacaktım ancak ankette Aşk konusu baya önde gidiyor o yüzden değişmeyeceğini düşünüyorum, gerilim isteyen arkadaşları kırmayarak aralara belki biraz serpiştiririm 🤭 umarım beğenirsiniz keyifli okumalarrr ❤️

Giriş
Güneş perdenin arasından odama sızıyordu, mutfaktan mis gibi börek kokusu geliyordu, kalbim ise yerinden çıkacak gibiydi. Bir gözümü hafif aralayıp saate baktım henüz alarmımın çalmasına çok vardı ama heyecandan uyuyamıyordum, hayallerime kavuşmuştum, babama verdiğim sözü tutmuştum bugün tıp fakültesindeki ilk günümdü. Annem yavaşça kapımı araladı “Balım, sana börek yaptım…”
…..
Babamı kaybedeli 5 sene oldu, kendimi bildim bileli doktor olmak istiyordum ve babam en büyük destekçimdi. Her zaman arkamda duran okumam için çabalayan bir adamdı, annemle aynı köyde büyümüşler aşık olmuşlar, annemin okumasına izin vermemiş dedemler, babam ise annemle evlenip annemi okutmuş. Eğitime çok önem verirdi ve bana hep “Balım, seni doktor olarak görmek istiyorum” derdi. 5 yıl önce geçirdiği bir iş kazasında kaybetmiştim babamı, o gün babama bir söz verdim kendimden çok onun hayalini gerçekleştirmek için çabaladım ve kazandım.
…
Heyecanla üstümü giyindim, bayramlıklarını giyen çocuk gibiydim. Aynanın karşısında biraz makyaj yaptım ve hızlıca mutfağa gittim annem en sevdiğim mercimekli börekten yapmıştı güzel bir çay koydum ve iştahla yemeye başladım, annemin gözünden yaşlar süzüldü.
“Annecim ne oldu? Balın büyüdü diye mi üzülüyorsun yoksa?” Dedim kırkırdayarak. “Keşke babanda görseydi ne kadar güzel bir genç kız olduğunu, bugünlerini…”
Yutkundum sanki boğazıma dizilmişti bu sözler, annemin yanına gidip sarıldım “Annecim babam hep bizimle” dedim boynumuzda ki kolyeleri göstererek. “Benim çıkmam lazım çok geç kaldım” diyerek fırladım.
“Kızım nereye daha erken…”
…..
Hacettepe Üniversitesi, işte sonunda kavuştuk. Yavaş adımlarla okulun bahçesinde dolaşmaya başladım her tarafa detaylıca bakıyordum, 6 sene burada geçecekti, kim bilir ne günler yaşayacaktım… Ben kafamda ki sorularla uğraşırken birden omzuma biri dokundu, uzun boylu hafif sakallı serseri tipli bir çocuktu, ela gözleri vardı bana bir şeyler soruyordu, duymuyordum dudaklarına kitlenmiştim, ne kadar güzeldi, sanki resim gibiydi… hemen toparlandım,
“Pardon?..”
“Kahve diyorum, almak ister misin?”
Gözlerimi dudaklarından ayırıp ellerine baktım termos ve bir sürü kâğıt bardak vardı, “olur sade içebilirim” dedim, sırtındaki çantadan sade kahve çıkarttı.
“Tebrik ederim hoşgeldin adım Kaan, bugün okulumuz öğrencilere bedava kahve dağıtıyor, bitmeden yetiştin” diyerek kahveyi uzattı. “Memnun oldum bende Balım, burada mı okuyorsun” gözlerimi dudaklarından o güzel suratından ayıramıyordum büyü gibi bir şeydi, ne oluyordu? Neden böyle hissediyordum?
“Evet makine mühendisliği, 3.sınıf ya sen?” Sesim titreyerek “Tıp” diyebildim sadece.
“Tıp ha? Çok iyi, afiyet olsun” dedi ve elini başına koyarak selam verdi bıyık altı gülümsedi ve gitti. Bu hissettiğim duygu neydi? Avuç içlerim terlemişti, yön duygumu kaybetmiştim sanki, daha önce hiç yaşamadığım duygulardı, acaba aşk böyle bir şey miydi? Onu tekrar görmek umuduyla okuldan içeri adımımı attım…
Bölüm sonu