
Bölüm 6
Bana verecek hiç bir cevabını kabul etmeyecektim ama onu bırakamayacak kadar çok seviyordum , böyle bir şeyi bana nasıl yapabilirdi, otobüste eve dönerken aklıma Mine Urgan’ın bir kitabında yazdığı dizeler aklıma geldi;
“Karpuzu kestin baktın ki kabak, gene de zorla yiyecek misin o karpuzu? Bu cümleyi duyduktan sonra başladığım her ne ise hoşlanmadığım yerde bırakmaya karar verdim, kitabı da insanı da…”
…
3 gün olmuştu atlatamıyordum ihaneti hazmedemiyorum Kaan defalarca aramıştı açmıyordum, 3 günün ardından ilk kez okula gelmiştim sınavım vardı yaklaşık 3 saat süren komite sınavım sonrasında bir kahve alıp bahçede oturdum, insanlar gülüyordu eğleniyordu ben ise zevk almıyordum, kolye mi tuttum “baba, lütfen bana yardım et bana yine bir akıl ver, nasıl soğur benim içim..?”
O sırada yanıma Kaan geldi
“Seni günlerdir arıyorum ne mesajıma cevap veriyorsun ne telefonumu açıyorsun, ne oluyor balım?”
“Bana utanmadan bunu sorabiliyorsun tebrik ederim…”
“Ne olduğunu bilmiyorum ki…”
“Eda…Eda ile sevişmek güzel miydi? Ben sana güvendim ya ilk kez hayatıma birini aldım, bana yaşattığın bu tecrübeyi ömrümün sonuna kadar unutmayacağım…Sen aslında suan bu konuşmaya bile layık değilsin ama bitti… bitti Kaan beni ne ara ne sor ne de gör. Ben yokum”
Bir hışımla banktan kalktım, kolumu tuttu…
“Balım o kız mı anlattı? gerçekten çok pişmanım arkadaşlarla takılıyorduk çok içtim nasıl oldu inan bilmiyorum lütfen…”
“Kaan, sen nasıl birisin biliyor musun? Ben bunu bilmeseydim ömür boyu bunu benden saklayarak bana her gün ihanet etmeye devam edecek birisin. Ve hayır o kız söylemedi, o kız dediğin kişi Eda, yattığın kişileri tanımıyorsan tanıştırayım, özür dilemene pişman olmana gerek yok, özür dileyecek kişi benim pişman olacak kişi benim. Sana güvendiğim için pişmanım, ve sana haketmediğin sevgiyi verdiğim için özür dilerim.Çirkinleşmeyelim, hayatımdan çık.”
Bacaklarım titreye titreye okuldan ayrıldım…
…
3 ay sonra
Yine mis gibi börek kokusuyla uyanmıştım, koşarak mutfağa gittim annem aylar sonra mutfağa girmişti börek yapmıştı yüzünde güller açıyordu…
“Balım, Ömer bey aradı patoloji sonucum temiz cıkmış, yendim balım, kanseri yendim…”
Sanki yeniden doğmuştum, kocaman sarıldım anneme teyzem ise masada gözyaşları içinde bize bakıyordu, annemin ellerini tuttum “Biliyordum ki yeneceğini annem..”
“Senin için yendim, seni o üniformayla görmeden ölmeyeceğim…”
Teyzem bi anda yerinden sıçradı “ne ölmesi ayol aaaa bu da kaptırdı kendini, hadi canım hadi bunu kutluyoruz yap valizini yasemin…”
Şaşkın gözlerle teyzeme baktım “nereye?”
Annem bana sarılarak “Bahar geldi cemre düştü teyzenle birlikte ayvalığa gidiyoruz, yazlığa… dinleneceğiz”
Kocaman öptüm ikisinide, ruhu genç kızlarım, gidin bakalım, siz yokken ben dertlerimle nasıl başa cıkacağım acaba…
…
Annemler gideli 15 gün olmuştu, rutinim belliydi kalk okula git derse gir kütüphaneye git tekrar derse gir eve gel yemek yap yemek ye geç saate kadar ders çalış evi toparla bir kaç saat uyu ve yine yeniden…
Kaan’ı okulda görüyordum çok kere önümü kesip benimle konuşmaya çalıştı hali pek iyi gözükmüyordu ve bu beni hiç alakadar etmiyordu, artık atlatmıştım sanırım… Öfke bile duymuyordum.
Günlerden cumartesi, deli gibi temizlik yapıp bir yandan 90lar pop dinleyerek kafamda ki sorularla uğraşıyordum, bir kahve molası verdiğim sırada Eylül aradı, kütüphanede tanışmıştık sene başından beri çok iyiydi aramız eczacılık okuyordu, her derdimde yanımda olmuştu dostum diyebileceğim biri haline gelmişti. Yarın akşam doğum günü olduğunu gelmezsem küseceğini söyledi, bir meyhanede fasıllı olacağını belirtip şık giyinmemi tembihledi, gülerek telefonu kapattım, temizliği bitirip hediye almak için dışarıya çıktım.
….
Mekan çok güzeldi, ben babamı kaybettiğimden beri hiç doğum günümü kutlamamıştım, görünce bilmiyorum çok içim gitti imrendim, bütün ailesi ve arkadaşları yanındaydı…
Annesi ve babası emekli öğretmendi, ablası Almanya’da yaşadığı için gelememişti, abisi ise bir lojistik şirketinin sahibiydi. Ankara üzerinden yola çıkan tüm tırlar abisine aitti. Keyifli bir akşamdı yemekler çok güzeldi ortam çok neşeliydi, müsade isteyip biraz kapının önüne çıkmak istedim temiz hava almak için, o sırada Eylülün abisi Mete yanıma gelip omzuma bir şal koydu…
“Bahar gelmiş olabilir ama burası Ankara, hasta olmanı istemem…”
Bölüm sonu