Senin kalbin çok yorgun! Her geçen gün, içinde biriken acılar, hayal kırıklıkları, kayıplar seni daha da ağırlaştırıyor. Her bir gözyaşı, her bir kırgınlık, her bir yaşanan hüsran, seni bir adım daha geriye çekiyor. Belki de yıllardır, sessizce taşıdığın o derin hüzün, seni her geçen gün biraz daha yalnız bırakıyor. O acı, bazen farkında bile olmadan, seni sarhoş eder gibi sarmalıyor. İçinde biriktirdiğin her duyguyu, her kırılganlığı, her korkuyu hep içte tutuyorsun. Ve belki de bu yüzden, bir türlü tamamen rahatlayamıyorsun. Fakat ne olursa olsun, sen hep gülümsemeye çalışıyorsun. Hayatın seni düşürmek için ne kadar uğraşsa da, sen hep kalkıp tekrar yola devam ediyorsun. Sanki her şeyin üstesinden gelmeye çalışırken, bazen bir nefes almanın, bir durmanın gerekliliğini unutur gibisin. Ama o yorgun kalp, her ne kadar dirense de, bir noktada her şeyin farkına varıyor. O hüzün, o kırıklık, o unutulmamış anlar, birikiyor ve tüm bedeni sarhoş ediyor. İçindeki kırılganlık, zamanla şekil değiştiriyor. Belki ilk başlarda bu duygular sana yabancıydı; ama şimdi, senin bir parçası oldular. Geçmişin izleri, hayatına damgasını vurmuş o anılar, kaybettiğin insanlar, unutamadığın hayaller… Hepsi birikti ve her biri, bir yüke dönüşerek seni biraz daha ağırlaştırıyor. O eski hayaller, belki de seni bekleyen bir şeyler vardı, biliyorsun, ama zaman geçtikçe, o umutların yerini başka bir gerçeklik alıyor. Şimdi, senin kalbinin her atışı, sanki biraz daha yoruluyor. Bir zamanlar o kalp, ne kadar güçlüydü, ne kadar kararlıydı, ama şimdi her darbesinde, biraz daha sessizleşiyor, biraz daha derinlere iniyor. Sen hep savaştın, hep güçlü kalmaya çalıştın, ama bazen savaşmak da yoruyor insanı. Sadece biraz durmak, biraz dinlenmek gerekebiliyor