Cagla1903
Yaklaşık 25 yıl önce ben de sizin yaşadığınıza çok benzer bir şey yaşadım. O zaman henüz 15 yaşındaydım.
Aynı ithamları ben de duydum. Öyle ima yoluyla falan değil, açık açık, yüzüme söylendi. Üstelik sadece evli olduğum kişi değil, ailesi de birkaç gün sonra aynı şekilde davranmaya başladı.
Ben de sizin gibi hastaneye gitmeyi teklif ettim.
Ama bana kurulan cümle…
“Bir de doktorun önünde mi kendini açacaksın?”
Tabii ki gelmediler.
Ama ben yine de yalnız başıma gittim. O zamanlar her cepte telefon yoktu, ses kaydı almak mümkün değildi. Yine de bir gün başıma bir şey gelirse elimde bir belge olsun diye doktora gidip resmi rapor aldım. Çünkü o zamandan belliydi ki bu olay ileride iftiraya dönüşebilirdi.
Ve ne yazık ki öyle de oldu…
Birkaç kişiden hakkımda çıkarılan asılsız şeyleri duydum.
O yaşta, bu kadar ağır bir süreci taşımak gerçekten çok zordu.
Ama şimdiki aklım olsaydı, hiç düşünmeden devletin korumasına başvururdum.
Demek ki o zaman yaşadığım korkular, baskılar, yalnızlık… beni o adımı atmaktan alıkoymuş.
Eğer o gün yanımda Annem olsaydı, o raporu aldıktan sonra birlikte giderdim.
Ve bir daha da beni haksız yere suçlayan kimsenin yüzüne bile bakmazdım.
Şimdi geçmişe dönüp baktığımda, evet çok şey kaybetmişim.
Ama bir o kadar da kazanmışım.
En önemlisi de kendimi kazanmışım.
Bugün eğer huzurlu, sakin, güvenli bir hayatım varsa…Güçlü bir kişiliğe sahipsem.
Ayaklarımın üstünde durabiliyorsam, bir mesleğim varsa…
Bunda bana kötülük yapan insanların payı çok çok fazla. Çünkü beni güçlü olmaya onlar mecbur etti.
Bu yüzden şimdi onların yaptıklarıyla savaşmak yerine, kendime bakıyorum. Her şeye rağmen bugün olduğum kişi olmamda en büyük imza onlara ait beni ben yaptıkları için hepsine minnettarım…