Uzun olacak şimdiden kusura bakmayın..
Biz eşimle 2014 tarihinde arkadaş ortamında tanıştık, ben her ne kadar başlarda istemesem de sonrasında aşık oldum. Eşim askere gittiğinde her şey çok normaldi, ailesi beni çok severdi vs. Sonra çevreden arayı bozmak isteyenler oldu. İşte o kürt, açık, sigara içiyor kendi içinizden biriyle evlendirin gibisinden eşimin ailesini doldurdular. Bu insanlar o kadar iyi niyetime ve onlara saygıma rağmen bana düşman oldular. Eşim bana o kadar bağlı ki yıllarca cüzdanında saç tellerimi sakladı. 2016’nın Temmuz ayında sanırım bayramdı, eşimle telefonda konuşuyorduk ablası eşimi ısrarla içeriye bağırdı babam seninle konuşacak gel dedi. Eşime gitmesini söylediğim halde gitmek istemedi ama ablası sürekli odaya dalıp gel diyordu sonra dedim ki muhtemelen benimle alakalı bir konu git. Eşimde telefonu kapatma dinle dedi, bana söz verdirdi bende kapatmadım. Çünkü konunun benimle alakalı olmadığını düşünüyordu ve beni buna ikna etmek istiyordu. Eşim içeriye gider gitmez babası o kızdan ayrılacaksın, bizi Kürtlerin kapısına götürmeyeceksin. Onlar terörist gibi bir sürü laf saydı ve eşime tercih yapmasını söyledi. Ya biz yada o kız dedi. Eşimde o kız bu zamana kadar sizin için tek kötü söz söylemedi sizin söylediklerinize bak dedi ve beni seçti. Kavgalar falan çıktı, eşim o gece evi terk etti. Bende tabi ağlamalar, üzülmeler.. O gece eşime bir şey söylemedim eve dönmeye ikna ettim. Ertesi gün güzel bir dille o insanların babamın yanında yeri olmadığını, asla bunu haketmediklerini ve onunda ailesinin yanında olması gerektiğini söyleyip ayrıldım. Eşim çok kötü oldu defalarca beni aradı açmadım. En son görüntülü aradı bir şey söyleyip kapatacağım dedi ve o gün bensiz yapamayacağını söyleyip kendini yaktı. Hastaneye kaldırıldı, yanıkları ağırdı 3 hafta tedavi gördü ve çok şükür ufak tefek izler hariç bir şeyi kalmadı. Ablası eşim hastanede yatarken bana o kadar ağır küfürler hakaretler etti ki anlatamam. Yanmasına ben sebep olmuşum, öyle söyledi. Bende siz değil miydiniz ayrılmamızı isteyen, ayrılınca sonuç bu oluyor dedim. Tedavi sürecinde yine yanında oldum, hatta ailesi doğru düzgün hastaneye gelip gitmezken, güvenliğe beni tarif edip içeriye almaları için tembihlemelerine rağmen olay çıkarıp yinede yanında oldum. Gel zaman git zaman biz eşimle devam ettik. Ailesi asla istemedi, sürekli hakaretler küfürler oldu ama vazgeçmedik. 2017 Mayıs ayında ne olduğunu anlamadan eşimle çok büyük bir tartışma yaşadık, hemde çeyiz alışveri yaptığımız bir gündü. Sipariş ettiğimiz fotoğraf çerçevemizin geldiği gün tartıştık. Biz yine barışırız diye düşünmüş ama araya ailesi girdi. Büyük ablası anneme telefonda senin kızın haftanın 5 günü benim kardeşimin altındaydı dedi. Abisi enişteme ulaşıp, kardeşim askerdeyken o kız her gün birinin altındaydı dedi. Aklımı kaybetttim.. Öyle lafın gelişi falan değil, baya baya erenköyde 3 ay tedavi gördüm. Ailem bana inansa bile kendimi bu durumdan çıkartmak için bekaret raporu aldım. Tedavi gördüğümü duyan ablası deli hastanesinde yatsın gibi bir sürü laflar söyledi. Eşimi köye götürüp hattını kırıp 1 sene İstanbul’a göndermediler. Bende o süre zarfında başka bir şehire gidip iyileşmeye çalıştım. Çünkü 26 kiloya düşmüştüm ve sakinleştiriciler olmadan ayakta bile duramıyordum. Ailem hastaneden imza ile çıkartabildi. Aradan 1 sene geçti 2018 mayısta eşim bensiz yapamadığını, ailesine benimle evlenmek istediğini söyleceğinden bahsetti. Asla izin vermedim. Madem beni seviyorsun, kimseden habersiz olacak bu dedim ve gizli nikahla evlendik. Bunu duyduklarında yer yerinden oynadı. Eşime ne boynuzlu bıraktılar, bana en ağır küfürleri ettiler ama umrumuzda mıydı? Asla. Kendi düzenimizi kurduk derken barışmak istediler. Düğünümüze gelmek için babasının şartı takıları onlara vermemizdi ama babam bunu kabul etmedi takılar çocukların hakkı gelmek için şart sunuyorsan kapı orada dedi. Annesi babası abisi düğüne gelmediler. Sadece 2 ablası ve eni topu 15-20 akrabası geldi. Yinede düğünümüzde oturacak yer yoktu benim çevrem sayesinde, asla bizi yalnız bırakmadılar. Sonra bizim kurduğumuz evden çıkartıp aile binasına gelmemiz için ikna etmeye çalıştılar. Neymiş her şey geçmişte kalmış.. Binada oturalı 3 ay olmadan kuzeni bana seni arabada eşinin arkadaşıyla şevişirken yakaladım diye iftira atıp köye kaçtı. Ailemi zor durdurdum, polisler falan cabası.. Babası bir sabah eşimi işte zannedip aradı, ortada hiç bir şey yokken hattını kır köye kaç ben seni boşatıcam dedi, eşim babasını telefonda rezil etti. Bende, benim için ne istiyorsan iki kız evladın var Allah onlarla getirsin karşına dedim. Her girdiğim ortamda zayıflığımı, Kürtlüğümü falan konuştular. Artık beni bir canavara çevirmeyi başarmışlardı. Büyüğü küçüğü anası babası demedim herkesin kalbini kırmaya başladım. Tabi onlarda kalp ne gezer dimi? Bizim eşimle ayrıldığımız dönem ablası eşimin bana aldığı altın kolyeyi takıp, kardeşimin hediyesi diye paylaştı ve ben o sıra erenköyde tedavi görüyordum. Eşimin hediye ettiği altın tüzüğü yine bulup bozdurup kendine çeyiz aldı. Bu anlattıklarım yaşadıklarım 3/1 bile değil. Aklıma geldikçe fazla uzun olduğu için parça parça yazdım. Ben bu insanlara rağmen eşimin güzel kalbi için evlendim. Pişman mıyım? Aslında değilim çünkü gerçekten eşim kötü bir insan değil ama aile denilen illet var ya beni yedi bitirdi. Aynı ortama geldiğimizde laf sokulmadan sohbet bitmiyor. İlla kalpler kırılacak. Sırf açığım ve eşim evde bana yardımcı oluyor siye bizim içimizden de bi bu böyle çıktı diyorlar eşim için.. Eşime de söylüyorum, bir gün bir tanesini sırf ibreti alem olsun diye evire çevire döveceğim varsın bana deli desinler belki uzak dururlar..