Bahtsizbedevi_ Bu konu hakkında hem bilimsel, hem hukuki hemde fıkhi olarak o kadar çok hüküm ve ihtilaf var ki bildiklerimin ve sunulan görüşlerin bir kaçını yazayım:
🌿Eğer kişi hayatta ise, bağışlayacağı organ beden fonksiyonları bozmayıp ölüme sebep vermedikçe organını bağışlaması caizdir. Diyelim ki iki böbreği var tek böbrekle yaşayabilirse birini nakledebilir, iki gözü var birinin korneasını nakledebilir. Kan da bir organ, cüzi miktarı bedenden ayrılınca ölüme sebep olmadığı için kan da bağışlananilir.
🌿Ölünce eğer kişinin tamamen hayat belirtileri son bulmuşsa, kalbi durmuşsa, beyin ölümü dahil tüm bedeni ölmüşse organ nakli yapılabilir. Fakat bilimsel olarak o organın bağışlanması bir işe yaramıyor çünkü tıpta organın alınması için beyin ölümü gerçekleşip hayat belirtilerinden birinin olması gerekiyor. Bu da dinen canlı bir insanı öldürmek gibi oluyor. (Tıp beyin ölümü gerçekleşen hastanın geri dönüşü olmayacağını katiyyetle savunuyor. Fakat ülkemiz dahil bir çok ülkede mucize olarak adlandırılıp beyin ölümü sonrası hayata dönen kimselerin haberini görmekteyiz). Kişinin beyin ölümü sonrası yaşamına dair %000,1 ihtimal bile varsa organını almak cinayete teşebbüs sayılır. O sebeple tamamen ölmeden organ bağışlamak caiz değildir. Ancak ölümden sonra hayati belirti olmasa da kornea alınabileceği için caiz görülür. Zaten bunu bağış izni vermeden kişinin vasiyeti yoksa bir çok hastane direk kendileri alıyor.
🌿 Bazı alimler kişinin vücudundan canlı iken de ölü iken de ayrılan organın leş ve necis olduğunu bu yüzden caiz olmadığını savunuyor.
🌿Bazıları ise islamda insan eşrefi mahlukat (yani yaratılanların en şereflisi) sayıldığından nasıl ki insanın dirisine kıymet veriliyorsa ölüsüne de aynı değerin verilmesi gerektiğini vücudun parçalanarak organların bölünmesinin eziyet olduğunu savunduğundan yine organ bağışını caiz görmüyor.
Bana soracak olursan Allah kimseye yaşatmasın ama kızım veya ailemden birinin organ yetmezliği olsa ve tek donör ben isem hayatta iken kendi rızamla caiz sayılan organlarımdan birini bağışlardım. Fakat bağış vasiyetinde bulunmazdım. Hukuki olarak bağış izni verildikten sonra hangi muameleler ile alındığına şahit olamadığım ve şaibeli olduğundan kaçınmayı tercih ederdim..
Maide süresinde geçen “Kim bir kimseyi öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim bir insanı kurtarırsa bütün insanlığı kurtarmış gibi olur” ayetini de ekleyerek bağışın bireysel bir durum olduğundan herkesin kararının kendi vicdanına kaldığını da belirtmek istiyorum. 🌸
(Yorumum şuydu, buldum)